19 Ağustos 2008 Salı

Bugün Biraz Şarap Yapalım Dedik =:)

Bugün biraz şarap yapalım dedik :) Sabah saati 05:30 a kurmuştum ama tam o saatte kalkamadım. Biraz gecikmeli de olsa erken saatte bağın içindeydim. (Her ne kadar yukarıdaki fotoğraflardan anlaşılmıyorsa da -çünkü geç çekildiler- hava aydınlanırken bağın içindeydim) Tek başıma üzüm kesemem bağdan.





Akşamdan çocuklarla (yeğenlerimle) da anlaşmıştık. Onlar da bana yardım edeceklerdi. Üstelik yardım edecekleri için heyecanlıydılar da. Ben tekerlekli sandalyeyle yanaşabildiğim kadar asmanın dibine yanaştım, Mustafa ve Müge salkımları tuttular, ben de kestim ve kasaya da onlar koydu. Yardımlaşma yaptık yani. Ve böylelikle Kalecik Karası üzümlerinin hepsini kestik. Sanırım 80-90 kilo vardı.





Daha sonra imdadıma babam ve Erdal yetiştiler ve Merlot ile Cabernet Sauvignon'ları da onlar kestiler. Erdal için çok kolay ve değişik hatta antrenman gibi olmuştur. Sofralık üzümleri seçerek kesmeye alışmışken, bunları sıradan takır takır kesip geçti.



Neyse işte, üzümleri sabahın erken saatlerinde kesip serin bir yere koyduk. Öğle güneşini yememeleri önemliydi çünkü. Sonra kahvaltı yaptık. Ben e-postalarıma baktım. Bu arada babam ve Erdal da biraz uyudular. Çünkü çok erken kalkmışlardı. Onlar uyurken Erhan Yürüt ve eşi Füsun abla geldiler. Onlarla sohbet ederek Rıdvan abileri beklemeye başladık. Biraz geç kaldılar, ben de bu kadar üzümü akşama kadar işleyebilecek miyiz acaba demeye başladım içimden:) (Hatta üzümün epeyce olacağını bildiğim için Şirazları bile kesmemiştik.) Onları beklerken de işe başlamamıştık çünkü sap ayırıcıyı ilk defa kullanacaktık ve hep beraber kuralım diye düşünüyordum.
.
.
Neyse, biraz geç de olsa Rıdvan abiler geldiler. Rıdvan abiler kimler mi oluyorlar; Rıdvan abi, arkadaşı (ve aynı zamanda ortağı) Haluk abi ve bir diğer arkadaşı Kadir abi. Diğer arabayla da İlter Çelik abi ve yardımcısı geldi. İki araba da üzüm doluydu.
.


Sap ayırıcıyı nasıl ve nereye kuracağımıza ve nasıl çalıştıracağımıza karar vermeye çalışıyoruz. Bu fotoğraf da bööle flu oluvsun. Saalam olanını yanlışlıknan silivmişim gari. Yine de bişele annaşılıyo... (Biraz da buranın şivesiyle yazalım de mi? Yani şöyle demek istiyorum; Bu fotoğraf da böyle flu oluversin. Sağlam olanını yanlışlıkla silivermişim gari. Yine de bir şeyler anlaşılıyor... )

.
.
Haluk abi üzümleri taşıyor. Eskiden de mi üzüm taşıyordun be Haluk abi =:) Sen bu üzümleri böyle isteyerek severek keyifle taşırsın, çalışırsın da, bundan yapılan şarap güzel olmaz mı hiç...
.
.
Erhan abi, Rıdvan abi, Haluk abi ve Erdal iş başında
.
.
Arada üzüm (yenen üzümler Cardinal ve Alphonse) ve incir yeme molası. Kadir abi Cardinal üzümünü çok beğenmiş.
İlter abi daha bir hafta önce şarabı nasıl yapacağız diye sormak için gelmişti. Bu işe bir daldı, pir daldı :)
.
.
Kadir abi sap ayırma ve çatlatma makinasının tamburunu çeviriyor. Haluk abi üzüm beslemesi yapıyor. Erdal da orada bişeyler yapıyor işte :)
.
.
"İş bitmeden yemek yok" dedi Rıdvan abi :) Biz de işi bitirdikten sonra yemek yedik, bu da yemek sonrası sohbeti.
.
.
Erhan abi ve Füsun abla. Onların da bugün burada olmaları çok güzel oldu. Hem Erhan abi çok da çalıştı.
.
.
Bu da günün son fotoğrafı. Üzümler işlendi, yemek yenildi, sohbet edildi ve şaraplar içildi. (İlter bey erken ayrılmak zorunda kaldığı için, o bu fotoğrafta yer al(a)madı.)
.
Kadir abi, çalışma esnasında video çekim yaparken bana; " Evet Mehmet bey, bu yılki rekolte hakkında neler söyleyeceksiniz" diye takıldı. Kendi aramızda bir çekim olsa da, insan yine de heyecan yapıyor:) Özetle dediğim şuydu; "yıl iyi olabilir, kötü olabilir vs. herşey bir yana, bu şarapların güzel olmasını sağlayacak olan en önemli şey, bunu neşe sevgi ve samimiyetle yapmamızdı..."
.
Ve bu gün de böyle geçmiş oldu. Herkes çok çalıştı, zevk alarak çalıştı. Çalışır gibi yapıp kenarda oturan kimse yoktu. Herkese çook teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder