9 Nisan 2009 Perşembe

Bodrum-Çömlekçi'de Selva-Haluk İşmen Bağlarında Şarap Tadımı ve Bahar



Evde Şarap grubunun Bodrum'daki üyelerinden Selva İşmen, Rıdvan Dursun ve ben bugün Selva hanımın bağında, 2008 yılında yaptığımız şaraplarımızı tatmak üzere toplandık. İçimizdeki en heyecanlı kişi de Selva hanımdı, çünkü dışardan birileri olarak şarapları hakkındaki bizlerin yorumumuzu çok merak ediyordu. Bu arada ben, uzman olmadığımı, amatör olduğumu söyleyeyim. Zaten yorumlarımı yaparken de bunu hep söylüyorum. Selva hanıma, yorumlarıma ve fikirlerime atfettiği önem için de teşekkür ederim ayrıca... Güneşli, ılık ve hatta bir ara bir kaç damla yağmurun bile düştüğü bir bahar gününde, Karaova'nın güzel bir köşesinde, etrafın yem yeşil olduğu, rengarenk çiçeklerin olduğu bağ seyir terasında güzel bir tadım ve bir o kadar da güzel bir sohbet oldu...



Ben ve babam oraya vardığımızda, Rıdvan abi ve eşi Ömür hanım gelmişlerdi. Ömür hanımla ilk defa tanıştık. Çiftlikte yeni işe başlayan Sinan'la da ilk defa tanıştık. Diğer misafirler Ayşe Özer ve Üstün Tavşan'la karşılaşmaksa güzel bir sürpriz oldu bana. Bodrum Ticaret Odası yayını olan Bodrum Mavi dergi(miz) için Selva hanımla röportaj yapmak üzere gelmişlerdi. Epeyce zamandır görüşemediğimiz arkadaşlarımla görüşmek çok iyi oldu. Vakitleri kısıtlı olduğu için onlar şarap tadımımıza kalamadılar, artık başka bir sefere. Ben de genellikle fotoğraf çeken olduğum için, fotoğraf çekenlerin fotoğraf karesinde olamama dertlerini bilirim. Bu kareyi çeken kişi de Üstün'dü :)



İlk önce börek ve sonrasında Selva hanımın kendi yaptığı kek ikramından sonra, tadıma peynir, ekmek ve Selva hanımın yapmış olduğu zeytinler eşlik etti.

İlk olarak Selva hanımın Cabernet Sauvignon'unu tattık. Ön burunda zayıftı. Cabernet Sauvignon'un karakterini yansıtan aromalar algılanmadı. Damakta tanen çok yoğun ve diri, asiditesi yüksekti. Belki de bu şarap bir süresi fıçıda olmak üzere bir kaç yıl beklemeli. Zira Cabernet'in, ilk yılında içilmesini zorlaştıracak kadar yoğun tanenli olduğunu biliriz. Zaten bu yüzden de Merlot ile kupajı yapılmaz mı? Bekleyip görmek lazım... İkinci olarak Selva hanımın Shiraz'ını tattık. Hafif meşe kokusu da algılanan, aromatik, dengeli, içimi güzel bir şaraptı. Üçüncü şarap Selva hanımın Zinfandel'i idi. Bayılıyorum bu Zinfandelin kokusuna. Aromaları güzel, dengeli, bitişi uzundu. Rengi, Zinfandelde olması gereken renge göre açıktı. Ama güzel bir şarap.

Rıdvan abinin ise bir Zinfandel-Şiraz kupajını tattık. Bu mecburiyetten kupaj:) Üzümlerin damacanaları karışınca mecburen kupaj olmuşlar. Meşe kokusu kendini belli ediyordu. Dengesi iyi, içimi hoş, bitişi ortaydı. Rengi ise maalesef açıktı.

Son olarak da benim Garova Shiraz'ımı tattık. Rengi iyi bulundu. Hem burunda hem de damakta aromalar algılandı. Dengeli ve bitişi uzundu.



Babam eline kadehi, Rıdvan abi de karafı almıştı. Ona dedim ki, "abi bu fotoğrafın altına, tadımın sonuna doğru Rıdvan abi şarabı artık karaftan içmeye başladı yazarım" dedim. "Yaz, yaz..." dedi, ona gülüyorduk.



Bağın içinde bol bol yabani turp ve hardal otu var ve çok da büyümüşler. Yeşil gübre olarak gayet faydalılar...



Bol bol yabani turp ve hardal. Toprağın tava geldiğinde toprağa karıştırılacaklar.



Herşey iyi hoş da, bu kadar ot varken toprak işlemek zor olur. Bundan dolayı bir kısmı biçilmiş. Sonra buna gerek kalmamış.



Çünkü toprak frezesi için bu sorun değil. Daha önce bizim toprak işlemeyi sürerek yaptığımızı yazmıştım. Ama aslında toprak frezesinin daha iyi bir seçenek olduğunu da yazmıştım. Toprak frezesini yeni almış ve burada denemişler. Gayet başarılı. Babam hem işlenen toprağı, hem de asmaları inceliyor. Sanırım ufukta bize de bir toprak frezesi almak görünüyor :)



Asmaların budanması konusunda Selva hanım ve Sinan'la bazı fikirlerimizi ve önerilerimizi paylaştık. Babam bunları anlatıyor...
.
.

3 yorum:

  1. Tadım Partisine Tahsin Saraç'tan bir şiir sunuyorum Ankaradan!

    İKİ UÇTAN DA ÇEKMEK
    Kurşun kayalar altında unutulan mavi
    Ki giderilmez gecikme
    Göz göz yara, yaşlandıkça
    İçimizde

    Baharın güzelliği oysa
    Dala kuş tünercesine
    Koyağa gölge inercesine
    Gelivermesindedir
    Gününde .

    Çiçek tohumun şavkımasıysa
    Tohum da çiçeğin gizemlenmesi
    Özsu düzenindeki yücelik
    Bu ikili uyumdadır işte.

    Birlikteliğin körlük öte kördüğümleri
    Çözülür biraz da çözülmezliğiyle
    İki uçtan da çekildiğinde

    Diri bir dağ gülüyken dinginsizliklerde
    Kuruyor, soluyor, ölüyor sevgi
    Kurumsallaşıverdiğinde.

    Omuzlanabilir nice ağırlıklar
    Katran geceler olumsuzluklar
    Seninle yürek yüreğe.
    Haydi yine...”

    Ürettiğiniz şaraplarca tadı ,rengi,aroması mükemmel günler diliyorum Garova'ya !

    YanıtlaSil
  2. Şiir ve güzel dilekleriniz için çok teşekkürler Nadire hanım.

    YanıtlaSil
  3. muzaffer özgen11 Nisan 2009 10:24

    Mehmet bey merhaba,dün yorum yazmıştım gitmemiş.Fotoğraflar
    çok güzel kendimi orada gibi hissettim.Özellikle ilk fotoğraf
    çok güzel,herşeyi anlatıyor .
    Önde kadehler ve şarap,arkada
    yörenin güzelliği,masa konuya
    öok uymuş.Bir diğer resim de
    4. resim insanlar tablonun
    dışına çıkacak gibi.Resimde
    insanların o an yaydıkları
    pozitif enerji hissediliyor.
    Bazı fotoğraflar vardır çok
    nettir,ustaca çekilmiştir ama
    yaşamın sıcaklığını veremezler.
    Selamlar.

    YanıtlaSil