22 Temmuz 2011 Cuma

İsviçreli Misafirlerim ve Orijinal Raket Ölçülerinde Roger Federer İmzalı Çikolata

Öğle saatlerinde gelen arabadan inen kişi "Mehmet Vuran'ı aramıştık" diyerek kapıya doğru geliyordu. İçeride beni görünce "tamam" dedi. Sonra, arabada bekleyen diğer kişiler indiler. Ben de bahçeye çıktım, hoş beş ettik, tanıştık... Misafirlerim İsviçre'den. Daha önce haberleşmeden, benden tarif almadan burayı bulabilmişler.


















Beni web sitemden tanıyorlarmış. Web sitemi çok beğendiklerini söylediler. Tenise olan ilgimi de buradan öğrenmişler ve bana taa İsviçre'den orijinal tenis raketi boyutlarında ve üzerinde Roger Federer imzası olan çikolata getirmişler. Bu sıcaklarda erimeden onu getirmek çok zahmetli bir iş. Zaten, Dürdane hanım da, "başkası için bu zahmete katlanmazdım" dedi. Çok teşekkürler Dürdane hanım. Ve bir de kendi yaptıkları bir Riesling (2009) şarabı getirmişler.



Beni web sitemden tanıyan kişiler Dr Rolf Sigg ve eşi Dürdane hanım. İsviçre'den arkadaşları olan Yaşar Değer ve eşi Adriana Değer'e "biz bu yakınlardaki bir köye gidiyoruz, hadi siz de geliyorsunuz" diyerek emrivaki yapmışlar. Ben de Yaşar beye, "umarım buraya geldiğinize pişman olmamışsınızdır" dedim. Bilakis son derece mutlu olduklarını söylediler. Bu iyi :)



Gelelim şarap mevzuuna; Dr Rolf'un İsviçre'de göl kenarında 160 adet asmadan oluşan küçük bir hobi bağı varmış ve bu bağın üzümlerinden şarap yapıyormuş. Bana getirdikleri şarap da bu küçük bağdan. Bulunduğu yerdeki hobi şarap grubunu kurmuş, şarabı bilen, şaraptan anlayan bir kişi. Ve Kimya Mühendisi. Bizim Evde Şarap Grubunun üye sayısını bilecek kadar burayla da ilgili. Zira emekli olduktan sonra Bodrum'a yerleşmek, sonra da küçük bir hobi bağı kurmak niyetindeler.

Şarap yapmaya ne zaman ve nasıl başladığımı anlattım. Hangi üzümlerden şarap yapacağımdan konuştuk. Bu üzümler Shiraz ve Zinfandel. Zinfandeli duyunca şaşırdılar. Bir bakıma "burayla ne alaka" dediler :) Ben o alakayı da anlattım :) Sonra şarapları tattık. Shiraz'ı beğendiler, Zinfandeli ise çok beğendiler ve büyük bir sürpriz olarak değerlendirdiler.(1) Ve ben Shiraz'ın yanına ikinci üzüm olarak Zinfandeli koymakla ne kadar doğru yapmış olduğumu bir kez daha görmüş oldum. Hoşumuza gitse de gitmese de Bodrum'un sıcak bir yer olduğu gerçeği ortada. Bununla birlikte Bodrum'un her yerinde aynı iklim söz konusu değil. Bodrum denildiğinde çoğu kişinin aklına Bodrum Merkez - Turgutreis arasındaki o yarımada gelir. Ama burası orası değil. Dağın kuzey tarafındaki bu yer, (herkesin bildiği) Bodrum'a göre daha serin. Bu durumu değerlendirmiş, kendimce denemelerimi yapmış ve sonuçlarını da görmüş birisi olarak, bu iklimde başka üzüm çeşitleri yetiştirme düşünce ve çabasının biraz maceraya kaçabileceğini düşünüyorum...

(1) ".... kısıtlı imkanlarla yapılan ama sonuçta çok iyi çıkan şarapları yudumladık - tabiki Zinfandel en büyük ve pozitif sürpriz oldu. ...." - Dr Rolf'ün daha sonra yazdığı mailden.

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Üzüm Zamanı / Time Of The Grape

Üzüm Zamanı filminin 2011 versiyonu vizyona girdi :) Garova stüdyolarında çekilen filmin yönetmeni Baba Bağcı. Görüntü yönetmenliği, ışık, boom operatörlüğü, ulaşım ve bilumum diğer işlerde Erdal Vuran. Benden de olsa olsa stüdyo şefi olur :)



Baş rol oyuncuları Cardinal üzümü ve Alphonse Lavalle üzümü. Görüldüğü üzere Cardinalllerin sahne sırası geldi. Alphonse'lar çekim sıralarının gelmesini bekliyorlar.



Kışın asmaları budadık, sonra hasarlı direkleri tamir ettik, sürdük, çapaladık, dere tepe düz gittik, az gittik, uz gittik, yağmurlardan geçtik, dolu risklerini atlattık. Hastalık ve zararlılarla mücadele ettik ve geldik bu günlere :)



Bu yıl havalar serin ve yağmurlu gittiği için üzümler geçen yıllara göre 10 gün kadar daha geç olgunlaştılar. Ancak bir yanlış anlaşılma olmasın; Cardinal'lerin hepsi olgunlaşmış değil. Olgunlaşmaya başlamış durumdalar ve olgunlaşan salkımlar seçilerek kesiliyorlar.



Cardinal Üzümü : İri taneli erkenci bir sofralık üzümdür. Tanenin rengi ilk başlarda pembemsi kırmızıdır, ama bu renk yanıltıcı olmasın, bu renkteyken bile tatlı ve aromalı bir üzümdür. Zaman ilerledikçe taneler koyu kırmızı bir renk alır, daha tatlanır ve aroma kazanır. 2 - 4 adet çekirdek ihtiva eden tanelerin şekli yuvarlaktır (biraz basık oval) ve ağırlıkları da 6-9 gramdır. Salkımları dallı konik bir yapı gösterir.



Bağda az miktarda mevcut olan bu üzüm de yardımcı oyuncu rolündeki Trakya İlkeren üzümü. En erkenci üzüm bu. Geçen Cuma günü (8 Temmuz) ilk hasat başlangıcı bu üzümlerle yapılmıştı.





Diğer yardımcı roldeki üzüm de Yalova İncisi. Bu üzümün de bağdaki miktarı az. Kendine has bir aroması olan güzel bir üzüm. Ama çok hassas. Yardımcı kadın oyuncu :)

8 Temmuz 2011 Cuma

Horoz Niçin Tek Ayak Üzerinde Durur?

Horozlar neden tek ayak üzerinde dururlar? Tabi, bunu bilmek için, horozların tek ayak üzerinde durduklarını bilmek gerek. Bunu bilmeyen, neden tek ayak üzerinde durduklarını nerden bilsin ki. Aşağıda şekil a'da görüldüğü üzere, dururlar. Bu konuda yalnız da değildirler, leylekler de yaparlar aynı hareketi. Kanatlılar aleminde bunu yapan başkaları var mıdır, bilmiyorum. Çok da merak etmiyorum. Muhtemelen vardır..




Bahçedeki bu horozun güzel bir duruşunu yakalayıp fotoğrafını çekeyim derken tek ayak üzerinde durduğunu farketmemiştim, sonradan farkettim. Bu durumda akıla hemen o geyik bilmece sorusu geliyor; "horozlar neden tek ayak üzerinde dururlar?" Cevap : o tek ayaklarını da kaldırırlarsa ayakta duramazlar da onun için :)
Tabi olay bu kadar basit olmayabilir. Mesela; bir suç işlemiştir ve tek ayak üzerinde durma cezası almıştır. Belki de yalan söyleyecektir. Hem de kırk tane. O kadar tavuğun içinde aşağısı kurtarmaz. Hem, deyimi bile yok mu, "tek ayak üzerinde kırk yalan söylemek." Başka? Bir photoshop operasyonuna kurban gitmiş olabilir. Daha, daha? Denge çalışıyor olabilir. Uzakdoğu sporlarına merak salmıştır mesela. Dahası yok. Bu kadar saçmalama yeter :)