6 Ekim 2011 Perşembe

Bulgur Yapımı

Aman bulguru kaynatırlar / Haydi bulguru kaynatırlar / Serine yaylatırlar / Aman serine yaylatırlar / Bizde adet böyledir / Aman bizde adet böyledir / Güzeli ağlatırlar / Aman çirkini söyletirler
Fidayda da Ankaralım Fidayda / Beşyüz altın yedirdim bir ayda / Gitti de gelmedi ne fayda / Başını da yesin bu sevda ..... Diye devam eder bu güzel Ankara türküsü. Bilmeyen yoktur. Neyse, beşyüz altınımız da yok zaten. Olsa da yedirsek :)
Biz, bulguru kaynattık, o kadar...



Bulgur Türkler'e has bir gıda maddesidir. Ülkemizde ciddi oranda tüketilir. Özellikle de kırsal kesimde. Bunun için de, bulgur köylü yiyeceği olarak görülür biraz. Yaklaşık 2-3 yıl önce pirinç fiyatları aşırı yükseldiğinde ise, pirinç yerine bulgur tüketmeleri salık verilmişti halkımıza, memleketimizin idarecileri tarafından. Öyle ya da böyle, bulgur bizim bulgurumuzdur, ayrı bir taddır. Geleneksel ve bize özeldir. Dimyat'a pirince giderken evde bulunandır. Garanti olandır. Sahi, bir de Dimyat'ın pirinci meselesi vardır değil mi? Dimyat, Mısır'da, Süveyş Kanalı ağzında Portsait yakınlarında bir limanmış. Eskiden Mısır'ın meşhur pirinçleri buradan gelirmiş Türkiye'ye. Rivayet odur ki, Dimyat'a pirinç almak üzere yola çıkan bir tüccarın bindiği gemi korsanların saldırısına uğramış. Haliyle tüccar da bütün parasını korsanlara kaptırmış ve bırakın pirinç almayı zar zor geriye dönebilmiş. İşleri kötüye gitmiş ve iflas etmiş. Bol buğday yetişen memleketi Karaman'daki tarlalarından kalkan buğdayı da gitmeden önce sermaye olsun diye bulgur tüccarlarına sattığı için kendi ev halkı da kışın bulgursuz kalmışlar. Bundan ala, "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" olur mu...



Bulgur için uygun olan buğday sert buğdaydır. Her evde bulgurluk buğday üretilmiyor olabilir. Bu durumda, bir miktar buğday bulgurluk olanla değiştirilir. İçi ayıklanan bulgurluk buğday daha sonra yıkanır kaynatılmaya başlanılır. Ara ara su ilave etmek ve karıştırmak gerekir. Yeterince kaynadığı düşünüldüğü zaman kevgirle biraz alıp kontrol edilir, taneler yumuşadığında ve çatladığında olmuş demektir.



Yeterince kaynamış buğdaylar daha önceden yıkanmış ve temizlemiş bir sepetin içine alınırlar. Böylece suyu süzülmüş olur.



Sepetin içine alınan kaynamış buğdayın üzerine su dökülerek, buğdayların yıkanması sağlanır. "Soğuk su onlara şok etkisi yaparak diriltmez mi" dedim, meğer bunun için önceden sıcak su hazırlanmış, kovadaki su sıcakmış. Demek ki bu da bir püf noktası işin.



İşte bu, benim çocukluğumdan kalan lezzet. Her bulgur kaynatıldığında bir tabağa alır, üzerine de tuz eker, yerdik. Yine yaptım. Haşlanmış mısırın biraz değişiği. Aslında bunun için bulgur kaynatılmasını beklememek lazım. Bir avuç buğday alıp kaynatmak çok zor değil. Hatta, bu tat nasıl daha da zenginleştirilir üzerine de düşünülmeli.



Hasır ya da başka bir örtü üzerine ince olarak serilen (yukarıdaki daha da ince olarak serilecek) ve ara ara karıştırılan kaynamış buğday kurumaya bırakılır.



Kaynatılıp kurutulan buğdaylar, modern değirmenlerde ya da yukarıdaki gibi bir el değirmeninde kırılarak bulgur haline getirilirler. Fabrikasyon üretimde buğdaylar farklı boylarda kırılarak ve değişik boydaki eleklerden geçirilerek bulgur pilavlık ya da başka kullanım amaçlı olarak boylanmaktadırlar.
Ben, el değirmeninde kırılmış, nispeten daha iri olan bulguru tercih ederim.

15 yorum:

  1. Çok güzel anlatmışsın Mehmet, kaynamış bulgurları görünce kaşıklayasım geldi. Şaka bir yana iyi yapılmış çeşnili bir bulgur pilavını her zaman pirinç pilavına tercih ederim. Üstelik çok daha sağlıklı bir besin maddesi. Hele böyle evde yapılanı oldumu harika. Afiyet olsun...

    YanıtlaSil
  2. süpper görünüyor, bayıldım :)

    YanıtlaSil
  3. Çocukluğuma gittim yine :) Sayende ne keyifler yaşıyorum. Ellerine sağlık. Anne tarafımın Karaman'lı olması nedeni ile haşlanmış buğdaya türlü lezzetler katma konusunda bol fikrim var efenim :) En basiti tereyağı ve tuz ama öyle sıradan bir tereyağı olmamalı :) Bu arada fotoğraflarda gördüğüm kazanlar, kazanların briketler üzerine yerleştirilmesi, buğday dolu sepet beni benden aldı. Bu kazanlar ile o kadar çok anım var ki :) Gevezelik etmeden gidip marketten buğday alayım. Aşurelik diye satılıyordur :)

    YanıtlaSil
  4. gözümüz doydu, midemiz de doymak ister, pazar da bulabilecek miyiz? selam, sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Erkan, böyle yazmışsın ya, bak ben de bu yazıyı (ve yazıları) yazdığıma keyiflendim... :)

    YanıtlaSil
  6. Umut hanım merhaba, biz kendimiz için yapıyoruz, pazarda olmayacak maalesef. Zaten pazarda da sadece yazları üzüm satıyoruz. görüşmek üzere, selam ve sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. Aman efenim yazılar eksik olmasın :) Markette aşurelik buğday buldum. Haşladım ve bol tereyağı ile tükettim. Elim şaraba gitmedi, en yağlısından süzme yoğurt ile ayran yaptım. Yeme işini biraz abartmışım. Balon gibi dolandım akşama kadar :)

    YanıtlaSil
  8. Afiyet olsun :) Ben de çok yemek istememe rağmen, kendimi frenlemiştim. dikkat etmek lazım efenim :)

    YanıtlaSil
  9. hiç bilmem bulgur pilavı yapmayı, öğrenmek gerek illa.
    ama kısırı pek severim, bol ekşili zeytinyağlı patlaya kadar yemeyi de :)
    nazilli'den geçen yıl almaya başladığım esmer kısırlık bulgurdan sonra da marketten gidip bulgur almadım. aradaki fark cidden dağlar kadarmış...

    YanıtlaSil
  10. Nalan hanım merhaba,
    ben de bilmem bulgur pilavı yapmayı ama sanırım o da pirinç pilavı gibidir. evet, kısır da gayet güzel olur. yemeyeli de epeyce oldu :)
    Nazilli'den aldığınız kısırlık bulgurla marketten aldığınız arasında o derece fark vardı demek. bu durumda biz bulgurlarımızın kıymetini iyi bilelim :)

    YanıtlaSil
  11. Ben ilk defa gördüm o da sayenizde ama bulgur pilavı çok severim,sanırım güzel de yaparım :)
    Teşekkürler paylaşım için.

    YanıtlaSil
  12. uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Yine beni alıp çocukluğuma götürdünüz. Kaynamış buğdayın tadı yayıldı damaklarıma ve kendine has kokusu... Fazla kaçırınca çektiğim karın ağrısı... :)

    Kusura bakmayın, kendi bloğumu ve sizleri çok yanlız bıraktım. Ama işler ancak buna müsade ediyor...

    YanıtlaSil
  13. Merhaba Mehmet bey,
    Yazı size çocukluğunuzu hatırlatmış, bu da güzel bişey :) Kaynamış bulgurun kokusu ve tadı ne güzel olur değil mi? Yazıda da belirttiğim gibi, bu tad için neden yılda bir defa bulgurun kaynatıldığı günü bekleriz ki? Halbuki buğday da, su da, ateş de yılın hergünü var :)

    Evet, blogunuzda da yazmaz olmuştunuz. Ama arada böyle bir yorumla iyi olduğunzun haberlerini almak da güzel. Selamlar...

    YanıtlaSil
  14. benimde çocukluğum geldi aklıma.buğdayı lezzetlendirmek için bir öneri.biraz tereyağında haşlanmış buğdayları kavurun.çok lezetli oluyor tavsiye ederim.kurutulmuş mısırda aynı şekilde pişiriliyor.

    YanıtlaSil
  15. edanaz, çocukluğu ve çocuklukta kalan güzel şeyleri hatırlamak ne güzel... hatırlatmak da güzel :)
    buğdayı lezzetlendirmek için yaptığınız öneriyi değerlendireceğim, tarifiniz için teşekkürler... tat katma konusunda, tereyağı her derde deva desek yeridir, değil mi?

    YanıtlaSil